Dönemimiz teknoloji çağı. Artık teknolojinin girmediği, modernizimden etkilenmeyen ve standart algıların uğramadığı insan bulunmamakta. Gün içinde yediğimiz yemekten giydiğimiz giysiye, okuduğumuz kitaptan izlediğmiz filme, seçtiğimiz meslekten tuttuğumuz takıma kadar her alanda modernizim etkilidir. Modernizmin günümüzde her kapıyı tıklatabiliyor olmasının en büyük nedeni ise, teknolojidir. Peki teknoloji her zaman faydalı mıdır?
Modern hayatta en büyük yardımcımız olan teknoloji, getirdiği binlerce kolaylığın yanında maalesef bazı olumsuz sonuçlara da yer vermektedir. Özellikle son dönemlerde çok fazla artış gösteren bu sonuçlar en çokta çocuklar ve ergenler üzerinde etkili olmaktadır. Bu yazımızda hastalıklara değineceğiz;
1.Phantom vibration syndrome: Ülkemizde hayali titreşim sendromu olarak yer edinen bu psikolojik rahatsızlık neredeyse her beş kişinin ikisinde bulunmaktadır. Kişiler, telefonlarına sürekli bildirim geldiğini veya telefonun çaldığını düşünerek sık sık telefona bakma ihtiyaçı hissederler. Bu durum genelde ikili ilişkilerde güvensizlik olduğunda veya sürekli birinden veya bir yerden arama beklenildiğinde gerçekleşir.
2.Cheesepodding: Kişilerin hiç ara vermeden saatlerce MP3 indirmeleri durumudur. İnternet üzerinden başka hiçbir şeyle ilgilenmeyip, büyük ihtimalle dinlemeye vakti olmayacağı kadar çok müzik indirmesi, kişisel takıntı olarak yorumlanabilir. Bunun altında yatan sebebin öğrenilmesi gerekmektedir.
3.Photolurking: Kişilerin özellikle sosyal medya üzerinden diğer kişilerin resim veya videolarına uzun süre bakması olarak yorumlanır. Bu durum kişide özgüven eksikliği, kendini yetersiz görme ve özenti gibi duyguların oluşmasına sebep olmaktadır.
4.Egosurfing: Ego sörfü olarak karşımıza çıkan durumun neredeyse herkeste olan bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum kişide paylaştığı fotoğraf, video veya yorumlarına gelen tepkileri sürekli kontrol etme isteğidir. Kişi adını sürekli arama çubuğunda aratarak kendi adına açılmış hesap olup olmadığını da sıklıkla kontrol etme ihtiyacı hisseder.
5.Borderline Selfitis: Kişilerin günlük hayatta kendi resimlerini sık sık çekmesi fakat paylaşmaması durumudur. Bu genelde özgüven eksikliği, yetersizlik hissi veya ruh halinde düşüş olarak yorumlanır. Ancak bu durumun ileride kronik selfie çekme durumuna dönüşebileceği göz önünde bulundurulmalı ve bu durum engellenmelidir.
6.Acute Selfitis: Borderline aksine bu rahatsızlık günde sık sık fotoğraf çekip sosyal medya üzerinden hepsini paylaşmak olarak yorumlanır. Ardarda fotoğraf paylaşan kişinin dikkat çekmeye çalıştığını ve onaylanma isteği içerisinde olduğunu söyleyebiliriz.
7.Chronic Selfitis: Bu rahatsızlık diğer iki durumdan daha yoğun şekilde yaşanması ile yorumlanır. Kişi günde altı kereden fazla çektiği fotoğrafları paylaşmasıdır. Şahıs o kadar sık fotoğraf çekilir ki hayatının akışına odaklanamaz.
8. YouTube Narsizmi: Kişilerin günlük hayat işleri de dahil olmak üzere hayatlarının her anını etkileşim almak ve göz önünde bulunmak için paylaşım yapmasıdır. Kişinin tek düşüncesi nasıl daha fazla beğeni alabilirimdir. Özel hayat kavramının bozulması ile kişi video paylaşmaya bağımlı hale gelir. Burada asıl sorun kişinin kendini yetersiz hissetmesi ve onaylanmak için her şeyi yapmaya çalışmasıdır.
Tüm bu rahatsızlıkların temelinde teknolojinin yoğun ve yanlış kullanımı bulunmaktadır. Bunların üstesinden gelebilmek için telefon ile geçirilen zamanın kısıtlanması, kişisel ihtiyaçlara ayrılan sürenin artması, sosyalleşme ve başarı odaklı olmak gerekir. Hayatımızda teknolojinin yeri her zaman özel hayatımızın dışında ancak çalışma hayatımızın merkezinde bulunmalıdır.
Teknoloji ideal kullanımda vazgeçilmez bir başarı unsurudur. Bunu değerlendirmeli, teknolojiye ayak uydurmalı ancak aşırıya kaçmamalıyız.
Konu uygun ve yazı açıklayıcı, başarılar.
Bu güzel başarılarınızın devamını dilerim
.
Çok güzel yazı olmuş, başarılar.